الكي
66- Dağlamak
أخبرنا
إسماعيل بن
مسعود قال ثنا
خالد عن شعبة
عن أبي إسحاق
أنه سمع أبا
الأحوص يحدث
عن عبد الله
قال أتى قوم
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
يستأمرونه أن
يكووا صاحبهم
فمكث ثم كلموه
فسكت فقال
أرضفوه
أحرقوه وكره
ذلك
[-: 7557 :-] Abdullah (b. Mes'ud)
bildiriyor: Bir topluluk, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelip
arkadaşlarını dağlamak için izin isteyince, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)
susup cevap vermedi. Bir daha izin istediklerinde, yine sustu ve sonra:
"Ateşte ısıtılmış taşla onu yakınız" buyurdu. Böylece dağlamalarını
kerih gördü.
Tuhfe: 9518
Diğer tahric:
Abdurrezzak (19517); İbn Ebi Şeybe (8/66); Ahmed, Müsned (3701); İbn Hibban
(6082)
وأخبرنا
يعقوب بن
ماهان عن هشيم
قال أنبأ منصور
ويونس عن
الحسن عن
عمران بن حصين
قال نهى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عن
الكي فاكتويت فما
أفلحنا ولا
أنجحنا
[-: 7558 :-] İmran b. Husayn der ki:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dağlamak suretiyle tedaviyi yasakladı.
Ben (bir hastalıktan dolayı) dağlanarak tedavi olmaya çalıştım, ama ne
hastalıktan kurtuldum ne de tedavide başarılı oldum.
Tuhfe: 10809
Diğer tahric: Ebu
Davud (3865); İbn Mace (3490); Tirmizi (2049); Ahmed, Müsned (19831); İbn
Hibban (6081).
أخبرني عبيد
الله بن فضالة
بن إبراهيم
قال أنا عبد
الله قال ثنا
سعيد قال
حدثني يزيد بن
أبي حبيب عن
سويد بن قيس
التجيبي عن
معاوية بن
خديج التجيبي
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إن
كان في شيء
شفاء ففي شرطة
محجم أو شربة
عسل أو كية
ولا أحب أن
أكتوي
[-: 7559 :-] Muaviye b. Hadic
et-Tuceybl'nin bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Eğer bir şeyde şifa varsa hacamat olmakta, bal şerbeti içmekte, ateşle
dağlamakta vardır. Ben ateşle dağlamayı sevmiyarum" buyurdu.
Tuhfe: 11377
Bu Hadisi Kütüb-i
Sitte sahiplerinden Sadece Nesai rivayet etmiştir.
أخبرنا عبد
الله بن أحمد
بن عبد الله
بن يونس قال
ثنا عبثر بن
القاسم قال
ثنا حصين عن سعيد
بن جبير عن بن
عباس قال لما
أسري بالنبي صلى
الله عليه
وسلم جعل يمر
بالنبي
والنبيين معهما
القوم والنبي
والنبيين
معهما الرهط
والنبي
والنبيين ليس
معهما أحد حتى
مر بسواد عظيم
قلت من هؤلاء
قيل موسى
وقومه ولكن
ارفع رأسك
وانظر وإذا
سواد عظيم قد
سد الأفق من
ذا الجانب ومن
ذا الجانب
فقيل هؤلاء
أمتك وسوى هؤلاء
من أمتك سبعون
ألفا يدخلون
الجنة بغير حساب
فدخل النبي
صلى الله عليه
وسلم ولم
يسألوه ولم
يفسر لهم
فقالوا نحن هم
وقال قائلون
هم أبناؤنا
ولدوا في
الإسلام فخرج
النبي صلى
الله عليه
وسلم وقال هم
الذين لا
يكتوون ولا يسترقون
ولا يتطيرون
وعلى ربهم
يتوكلون فقام
عكاشة بن محصن
فقال أنا منهم
يا رسول الله
قال نعم ثم
قام رجل آخر
فقال أنا منهم
فقال سبقك بها
عكاشة
[-: 7560 :-] İbn Abbas anlatıyor:
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) Mirac'a çıkarıldığında beraberinde büyük
toplumlar bulunan bir ve birkaç peygambere, yine beraberinde on veya daha az
kişi bulunan bir ve birkaç peygambere, beraberinde hiç kimse bulunmayan bir ve
birkaç peygambere uğramıştı ki, sonunda çok büyük bir kalabalığa uğradı. (ibn
Abbas der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) olayı şöyle anlattı)
"Ben: «Bunlar kimlerdir?» diye sorunca, «Musa ve kavmidir, ama sen başını
kaldır ve bak» dediler. Baktığımda, şu yandan ve bu yandan tamamen ufku
kaplamış bir kalabalık gözüme ilişti. Bana:
«Bunlar senin
ümmetindir, bunlardan başka ümmetinden yetmişbin kişi hesapsız bir şekilde
cennete girecektir» denildi." Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) (bu
sözleri söyleyip evine) girdi. Hesapsız cennete gireceklerin kimler olduğunu
kendisine kimse sormamıştı. Kendisi de bir açıklamada bulunmadı. Sahabeden
bazıları:
"Onlar biziz!"
derken, bir kısmı da: "Onlar; islam üzere doğan çocuklarımızdır"
dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) çıkıp:
"Onlar dağlanarak
tedavi olmayan, kulak hırsızlığı yapmayan, uğursuzluk inancına sahip olmayan ve
Allah'a tevekkül eden kimselerdir" buyurdu. Ukkaşe b. Mıhsan ayağa kalkıp:
"Ey Allah'ın
Resulü! Ben onlardan mıyım?" diye sorunca, Allah'ın Resulü (sallallahu
aleyhi ve sellem): "Evet!" karşılığını verdi. Sonra bir başkası
kalkıp: "Ben de onlardan mıyım?" deyince; Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem): "Ukkaşe seni geçti!" buyurdu.
Tuhfe: 5493
Diğer tahric: Buhari
(6541); Müslim (220, 374); Tirmizi (2446); Ahmed, Müsned (2448); İbn Hibban
(6430)
أخبرنا
الحسين بن
حريث قال أنا
جرير عن منصور
عن مجاهد قال أنا
العقار بن
المغيرة عن
أبيه فلم
أحفظه فمكث
بعد ذلك فأمرت
حسان مولى
لقريش أن
يسأله فأخبرني
أنه سأله فقال
سمعت أبي يقول
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ما توكل
من اكتوى أو
استرقى
[-: 7561 :-] Mücahid bildiriyor: Akar
b. el-Muğire, babasından bir hadis nakletti, ama ben bunu aklımda tutamadım.
Kureyş'in azatlılarından Hassan adlı birini hadisi sorması için yolladığımda,
babasından, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu
duyduğunu nakletti:
"Kim dağlanmak suretiyle
tedavi olmaya çalışırsa ve muska taşıyarak tedavi olmak isterse Allah'a
tevekkül etmemiş demektir."
Tuhfe: 11518
Diğer tahric: İbn Mace
(3489); Tirmizi (2055); Ahmed, Müsned (18217); İbn Hibban (6087).